Amir Ateş - Bülbül mp3 indir
Amir Ateş - Bülbül
Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım
Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hılkat kesilmiş lâl
Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâ
Muhîtin hâli "insâniyyet"in timsâlidir, sandım
Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar, neden andım
Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd
Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir feryâd
0 müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu
Ki vâdiden bütün, yer yer, enînler çağlayıp durdu
Ne muhrik nağmeler, yâ Rab, ne mevcâmevc demlerdi
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûya Sûr-i Mahşerdi
-Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin
Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin
0 zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen
Gezersin, hânmânın şen, için şen, kâinatın şen
Hazansız bir zemin isterse, şâyed rûh-i ser-bâzın
Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkûm-i pervâzın
Değil bir kayda, sığmazsın - kanadlandım mı - eb'âda
Hayâtın en muhayyel gayedir ahrâra dünyâda
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perîşandır
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman hurûşandır
Hayır, mâtem senin hakkın değil... Mâtem benim hakkım
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım
Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda
Bugün bir hânmansız serseriyim öz diyârımda
Ne husrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı
Serâpâ Garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı
Hayâlimden geçerken şimdi, fikrim herc ü merc oldu
SALÂHADDÎN-İ EYYÛBÎ'lerin, FATİH'lerin yurdu
Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde OSMAN'ın
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın
Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden YILDIRIM Hân'ın
Şenâatlerle çiğnensin muazzam Kabri ORHAN'ın
Ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş
Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!